Bir Erzurum Masalı



      Karların gönle yağdığı bir şehirde geçti gençliğimin üç senesi. İçimde yanan gençlik ateşinden mi yoksa kalbimdeki kordan mı bilinmez ben hiç üşümedim. Gönlüme yağan karların üzerine basarak saatlerce dolaşmıştım. Üşümüyor, yorulmuyor ve bıkmıyordum
      
      Günün geceye çalan zamanlarından birinde –güneşin içimde batacağından habersiz- içimde bir şey kopmuştu. Kötü bir şey olacağını hissetmiş olmalıydım. Bir huzursuzluk çökmüştü üzerime. Yüzümde engel olamadığım bir somurtu yer ediniyordu. Sanki içsel bir yangını bir depremi yaşıyordum. Sanki bütün belalar ibadet etmenin mekruh edildiği o kerahat vaktine denk gelmişti. Sanki o kerahatte yaşamak bile bana mekruh edilmişti.
      
      Gözlerine baktığımda canıma can, kanıma kan katan ela gözlü güzelin kalbinin başka biri için attığını ben o zaman öğrenmiştim. Adeta dilim dönmüyor, kalbim atmıyor, gözüm görmüyordu. Bir an için ölmüş olacağım ki içerlerde bir yerde bana yakılan ağıtları duyuyordum. Ve o her sözü yalan olan kargalar gökyüzünde içimde yakılan ağıta eşlik ediyorlardı. Yalnızlık çölünde bulduğumu zannettiğim vaha bana bir serap olmuştu ve o serabın gözlerimde bıraktığı parıltı yavaş yavaş kayboluyordu. Çok kısa bir zamanda dolaştığım bu çölde sanki yüzyıllardır ona susamış gibiydim.

       
      Düşüncelerin düşünceleri doğurduğu bir düşüncesizlik aleminin içine düşmüştüm. Düşünce yetimi kaybetmeyi ilk kez o kadar çok istedim. Sanki olayları düşüncem ile var etmiştim ve düşünmesem bu olanların hiç birisi olmayacaktı. Düşünmeme onsuzluk fırtınasında sığınabileceğim tek liman gibiydi. Sudan bıkmak ile suya muhtaç olmuş bir balık kararsızlığı vardı üzerimde. Onu düşünmek beni hayatta tutarken gene onu düşünmek beni uçurumdan aşağı yuvarlıyordu. Ve nedense uçurumdan yuvarlanmak bana daha hayat dolu geliyordu.


      Karların gönle yağdığı bir şehirde geçti gençliğimin 3 senesi. İçimde yanan gençlik ateşinden mi yoksa kalbimdeki kordan mı bilinmez ben hiç üşümedim.




Nisan-2017/ERZURUM


Yorumlar